Ben profesyonel bi eleştirmen değilim. Naçizane fikirlerimi sunmak ister gönlüm.
10 Ocak 2012 Salı
Tutku Günlükleri/The Rum Diary
Alkol, uyşturucu bağımlısı olan ve hayatına intihar ederek son veren eski bir gazeteci/yazar
Hunter Thompson'ın hayatından bir kesit. Aslında bir biyografi de denebilir.
Çok sade bir film. Hiç bir yerinde "acaba ne olacak?" diye beklenmiyor. Tamamen oyunculuklarla ilerliyor. Yani oyuncular filmi izlenir kılıyor. bir Johnny Depp gerçeği var. Yardımcı aktörler ve aktris Amber Heard de oyunculuklarının tüm güzelliklerini yansıtıyorlar. Johnny Depp'in oyunculuğuna denecek bir şey zaten yok. Canlandırdığı karakter olan gazeteci kendisinin yakın arkadaşı, bu sebepten olacak ki rolüyle daha bir bütünleşebilmiş.
Filmin geneline bakıldığında; tamamiyle bir bütünlük yok. Zamanın (1950'li yıllar)
her şeyini yansıtmak adına çekilen birkaç sahne var ve tam bir bütünlük oluşturulmadan birleştirilmiş. Belli ki; arka plana çok önem verilmeyip konuya dikkat çekilmek istenmiş.
Kısaca; herkesin beğeneceği tarzda bir film değil ama bu tür filmlere ilgi duyanların ilgisini cezbedecektir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yine de izlemek gerekir, oyuncularına bakıldığında ;)
YanıtlaSil